Blood Simple (1984) – Coen’lerin ilk göz ağrısı

Carter Burwell’den Blood Simple ana temasını dinlemek için tıklayın.

poster

Blood Simple’a ilk çocuk demek, onu öyle düşünüp hakir görmek bile abesle iştigal olur. Onun yerine Coenlerin tüm yeteneklerini ilk filmden gözler önüne serdikleri bir mucize olarak görmek en doğrusu. Ayrıca son filmleri kadar kara mizah olmasa da Coenleri tanımlayacak hikaye kurma tarzı ve sinemasal mükemmeliyetçilik özelliklerini sunan bir eser. Frances McDormand ve Coel birlikteliğinin de pek çok çocuğundan sadece bir tanesi.

Teksas’ta bir bar işleten Marty eşinin kendini aldattığını düşünmektedir, gerçek olup olmadığını öğrenmek için de gizli dedektif tutar. Abby ve Ray, dedektife yakalanır ve Marty olaylardan haberdar olur. Bir türlü durumu içine sindiremeyen Marty sonunda gizli dedektife reddedemeyeceği kadar miktar para ve karısı ile Ray’i öldürmeyi teklif eder. Fakat bundan sonra gelişenler hiç kimsenin kontrolünde olmayacaktır.Film tam anlamıyla bir kara film(film noir) altyapısına sahip, bol parası olan bir işadamı, güzel ve genç karısı, karısının sevgilisi işadamının çalışanı ile aşk üçgeni tamamlanıyor. İkiliyi takip eden M.Emmet Walsh da kara filme cuk oturan bir karakter. Filmdeki her karakter güven vermeyen, yaptıklarından emin olmayan ve aynı zamanda karşısındakinden emin olmayan kişiliklere sahip. Bu da yanlış anlaşılmalarla dolu ve sarpasaran bir senaryoyu doğuruyor. Sonucunda sürükleyiciliği de doruğa ulaşıyor filmin.

kurek

Ünlü kürek

Senaryomuz tam anlamıyla mükemmellik ve mantıklılık içerisinde yürürken, Coen’lerin kara film standartlarına uymaktaki kalıpçılığı gerçekten filmin etkileyiciliğine katkıda bulunuyor. Özellikle ışık kullanımı sanki 50-60′lı yıllarda siyah beyaz filmlerde gibi hissetmenizi sağlıyor, atmosfere de katkısı yadsınamaz. Sesler de kimi anlarda filmin etkisini arttırıcı güzellikte kullanılmış, özellikle Marty ile Ray’in ciddi konuşmasının içinde Marty’nin hemen ardında sinek kızartıcıya yakalanan sineğin çıkarttığı sağır edici cızırtı. Sesler dediysek Coen’ler seyirciyi diyaloğa bağımlı tutmaya da gerek duymamış, örneğin tarla sahnesinde yaklaşık on dakika boyunca uzunca bir sessizlik hakim.

golge

Filmde 5 saniye süren gölge oyunu

Carter Burwell’in mükemmel müzikleri ise sanki The Conversation’daki David Shire’a gönderme niteliğinde, tedirgin edici ve sürükleyici bir tada sahip. Filmden ayrı düşünülemez bir parça sunuyor. Sayfada dinleyebileceğiniz parça da o film müziklerinden filmin ana teması olan Blood Simple adlı parçası.

Devamı spoiler niteliğinde olabilir, dikkatli okuyun…

Senaryoda o kadar küçük detaylar gidişatı belirliyor ki, senaryo yazmak isteyen bireye pek çok şey aşılaması mümkün. Mesela Marty’nin Ray’e Abby’nin bir şeyler çevirdikten sonra “I didn’t do anything funny?” diyeceğinin ipucunu vermesi, Abby’nin de Ray’e Marty’nin psikolojik sorunları olduğunu anlattığı bölümde Marty’nin kendisine de bazen “kafadan çatlak” olduğunu söylemesi ardından Ray’in her şeyi kavradığını düşünüp harekete geçmesi ile karşısında “I didn’t do anything funny?” diyen bir Abby bulması tam anlamıyla kaotik bir ortam oluşturuyor. Dedektif Loren’in de üzerinde isminin yazılı olduğu çakmağı unuttuğunu farkettiği anda tam bunun delil olabileceğini düşünürken bir de çektiği fotoğrafın kayıp olduğunu anlaması, bunun üzerine fotoğrafı çalmaya çalışırken Abby’nin bara dönmesi ve parasal durumdan sıkışmış Ray’in kasaya saldırmış olduğunu düşünüp belki de Marty’yi Ray’in öldürmüş olduğundan endişelenmesi de başka bir örnek.

mcdormand1

Genç McDormand

Ardıl Coen filmlerinde de görebildiğimiz bu örüntü, filmdeki her karakterin kendi senaryosuna göre yaşamasına izin verirken seyirciyi de olaylara kuşbakışı bakan güzel bir yere yerleştiriyor. Tüm bu karışıklık ise filmin sonundaki koca bir kahkaha ve ölmekte olan birinin yaptığı son espri ile sonlanıyor. O an bile herkesin neyin ne olduğunu anlayamadığına son bir kez tanıklık ediyoruz.

Bu hikaye yapısının sonucunda filmdeki tüm parçaları birleştirebilen sadece ama sadece seyirci olabiliyor. Bu mucizeyi daha ilk filminde yakalayan Coen’lerin benzer tarzda çektiği filmlerin her biri özgün ve izlenmesi gereken filmler. Coenlere yabancı olanlara bu ilk film başlangıç için tavsiye edilebilir, ayrıca Coenlerin benzer filmlerini izlemiş kişiler de ne acemilik ne bir çiğlik gözlemleyebileceği bu ilk film ile ikiliye saygıları artabilir. İzlenmesi gereken bir film.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>