The Hobbit: The Battle of the Five Armies (2014) – Değerler ve Değerlendirmeler

gandalf-glasses-2011-05-13-600Modernize olmaktan sıkılmayan hayatın, eleştirisel ve subjektif yorumlarla bezenmiş bir serisidir aslında Hobbit ile başlayan ve Yüzüklerin Efendisi üçlemeleriyle devam eden kitaplar. Usta Tolkien’in kalemi, çağın yaşanmışlıklarını ve geleceğe dair tekrar edebilecek döngüleri öngören eleştirisel bir yaklaşımı yazmıştır. Anlatılan temel olgunun, yine kimi kısmının mum gölgeleri ile yazılıp çizildiğine inandığım bu yapıtların sanayi devriminin, doğa ile yaptığı kavganın birer izleyicisi olan ve krallıklarla, inançlarla, hayalciliğin irrasyonelliğine, folklörik etkinin birer yansımasına bürünmüş karakterlerin hikayesi olmasıdır. Kolay olmasa gerek Peter Jackson’un işi.

TheHobbit_FirstEdition

Kimi kesim reddetti ve reddetmekte o kalemin mum ışığı gölgesinde vuku bulmuş savaşların gümüş ekrana adapte edilebileceği gerçeğinden. Peter Jackson’u anlamak işte burada devreye giriyor. Açık söylemek gerekirse ben 2002’de salonlardan kalkmak üzere olan Fellowship of the Ring filmine gitmeye karar verdiğimde o bahsedilen reddi görmezden gelmiştim üstelik kendimi bir gün Peter Jackson’u savunacağımı da öngöremezdim. Doku tutmuştu, ama Tom Bombadil yoktu. Heyecan var mıydı? Elbette. 2. ve 3. filmin içinde görmeyi, olmadı extended cutlara devşirilmesi adına vardı o mistik karakterin saniyede 24 karenin zırt dediği yerden. Ama aradan geçen 3 sene ve 14 saati aşan üçlemenin sonunda, Tom Bombadil’in “viewers discretion is advised” bakış açısıyla izlerkenkilerin çorbalarına hafif bir rezene yaprağı olabilecek tadda bahsedilmişti. Orta Dünya’yı modelleyen yönetmen artık Hobbit’i çekebilecek kadar cesur, deneysel ve alçak gönüllüydü. Aranızdan kaçı El laberinto del fauno ile tanınan Guillermo del Toro ile screenplay kısmını paylşama cesaretine girişebilirdi bilinen Yeni Zelanda 3lüsüne destek birlik olarak?(Şok fotoğraflar için tıkla: Fran WalshPhilippa BoyensPeter Jackson)

 

 

lordwriters-cb175510

 

pj-thenandnow

 

 

Elbette Hobbit bir üçleme olmalıydı. İlk kitapta bahsedilip, sakla samanı gelir zamanı mottosunu tutturmuş Peter Jackson, her ne kadar marketing kaygılarından uzak gözükmese de, yine de inananlarına selam babında Gollum’un dramasının ya da Pipin’in kelimelerin kalplere işlediği şarkısından öteye geçilemeyeceğini hissettirse de, varoluşsal problemin en net ve en güzel resmini Hobbit filminde seyirciyle buluşturmayı beceriyordu: EGO.

Ego demişken, Meksika’lı Alejandro Jodorowsky akla gelir elbet yine Şili’li meslektaşının gölgesinde olmasa. Ego onun için o kadar büyüktür ki, Dune filmini çekemez ama çekemediğine dair bir belgesel yapar. Hatırlayın ki bir Holy Montain, El topo ve Santa Sangre sürrealizimini. İzlerkenkilerin bu haftaki blog postunun asıl amacıdır işte o EGO’yu betimlemek del Toro’nun parmağının olduğu.

jodorowskys-dune

Pans-Labyrinth-4

En azından Orta Dünya’ya veda niteliğinde çekilen ve sinemada izlemekten kendimce kaçınılmaz veda hissinin verdiği bitterliğe bugün odamda baya yüksek çözünürlüklü projektörüme ve ses sistemimle yüzleştim. Hüzne ortak olan sevgili divxplanet çevirmeni Nâyî şöyle betimliyor.
2015-04-06 02-54-40 MUTLAKA OKU (UYARILAR VE LÜGATÇE) - Notepad

Daha mı deneysellik istiyorsunuz? Hayır korkmamıştım oysa ki 24fps tabusunun 48fps ile değişmesine dair modernize olan sinema sektörünün akışıyla ve öncüsünün yine Hobbit filmleri olmasıyla.  Kabuldür ki, 3d teknolojisine karşı hala puritan tutumumu korumaktayım ama lost in translation olmamak için Cenup, Garp, Şark, Şimal gibi kelimeler gerekir Yeni Zelanda aksanından alerji kapanlara. Elbette değiş tokuş edilir şimdilik güzel bir çeviriyle izlemek, elbette 6 filmin hepsini HFR olarak izlemeyi düşlemekle. Bu 6’lamanın bir sonraki marketing aktivitesi olacağından şüphemiz yok (Silmarillion’a göz kırparcasına). Hanidir ki Star Wars serisini re-re-re-mastered yapan George Lucas’tan daha lezzetli olacağı da aşikar.
43083-framerate_teaser

İşte tüm bu teknik sayılabilecek faktörleri geçip, arsız sayılabilecek Peter Jackson övme konusuna dönersek, egosunu Yüzüklerin Efendisi filmlerinde kendine biçtiği sahnelerin Hobbit’te karşımıza çıkmaması ile burukluk yaratıyor. Kolay değil sevgili okurlar. Kolay değil dilemmalardan sıyrılıp Tolkien’i anlamanın en güzel betimlemesiyle başbaşa bırakmak seyirciyi. Bu yönetmen Gollum’un monologunu yansıttı. Bu adam bir cüceyi, hatrı tüm Orta Dünyaca tanınan bir Elf’e aşık etti saçından bir parça telin yüzlerde yaşattığı kızarmayla. Bu adam Denethor’a o domatesleri yedirdi. Bu adam elimizdeki en değerli şey olduğunu düşündüğümüz şeyin kaybetme korkusunun aslında bize zarar verebileceğini anlatabildi. Hala sanayi devrimi nerede mi diyorsunuz? Peter Jackson işte Tolkien’i böyle güzel anlamış. Ent’lere bakın en basitinden konsepte giriş için. Sonra insanoğlunun açgözlülülüğüyle bir kez daha ama bu sefer çok güçlü bir şekilde dem vuran ve üstelik Jung’a selam çakan, altınlardan yansıyan Ejderha Gölgeyi bağdaştırın sinema tarihindeki en güçlü ve Persona ötesi deneyimlemeyi görmek için;

2015-04-06 04-56-55 Ekran görüntüsü

Bizler şüphesiz ki Super-Size-Me kültürünün çocuklarıyız. Bizler sanayi devrimini, endüstriyel tasarım gibi garip alt-kültürlerle süsleyebilen ve burgerimizdeki et için ava çıkmaya gerek duymayan toplu katliamın baş rol oyuncularıyız. Vazgeçmemiz gereken bir yüzüğümüz ya da arken taşımızın varlığından bile bi haber olarak hayatın çirkinliğiyle yaşlanıp gitmekteyiz farklı şekilde kombinasyona uğramış yıldız tozları olarak. İşte Peter Jackson bu kaosu Tolkien destekli sunumu ile 10 üzerinden 10 alarak anlatıyor. Filme dair yazılacak şeyler elbet bir blog postuna sığmayacak ama olura Orta Dünya adına fantastik filmler için özel bir ödül verilecek olursa, toplamda 1 insan gününe denk gelebilecek filmlerin, yönetmeninin yine daha önce Bergman’ın yine 6 bölümden oluşan Scener ur ett äktenskap ile denediği farklı sanat/sindirilebilirlik katsayısını göz önüne alarak tüm ödülleri Jackson’un elinden çıkan 6 filmin hepsine vermeyi yadırgamam. Sonuçta Jeremy Irons‘ın kötü film ve konuyla kötü aktör nasıl olunurun cevabını verdiği Dungeons and Dragons filmi bahsedilen rakipler. Ya da Tarkovsky’nin pazarlama kısmında oldukça başarısız olduğu “The Zone” alternatif yaklaşımı.

Orta Dünyayı kapattıysak, Jackson’un bir sonraki Tin Tin’inin derdini heyecanla bekleyebiliriz ve bu arada Waldo’nun içimizde nerede olduğuna dair bir kaç ipucu yakalarsak ne ala.


60Hkt

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>