Admiral (2008) – Merhaba Eski Rusya!

Filmin afişi, beklentilerinizin ne yönde olması gerektiğini anlatan bir afiş aslında.Titanic’teki girişe benzer bir klişe girişle başlayan filmde, kendinizi birden gerçekçi bir deniz çatışmasının içinde buluyorsunuz ve o anda açıkçası içimden filmin sadece deniz savaşları olarak devam etmesini istemiştim.

Film başroldeki Amiral Kolçak’ın Birinci Dünya Savaşı’nda  savaş gemisi kaptanlığından Beyaz Rusya İmparatorluğuna kadar yükselirken başından geçen olayları irdeliyor.Daha önce Adolf Hitleri Max filminde farklı bir kişiliğle izlemiştik, Admiral filminde ise Türk kanından geldiğini söyleyen Kolçak’ı Rusya’nın iç çatışmalarına karşı bir itaatkar bir asker olarak, fakat elinden geldiğince kan dökmemeye çalışan insancıl kişiliğiyle izliyoruz.Türk demişken afişteki daha önce “Çöküş”te oynamış 23 yaşındaki tatlı kızcağız da filmde Türk kanından geldiğini söylüyor.(Bu aborjinlerde bir gün Türk çıkacak ama hadi hayırlısı)

Siyasi bir film olarak izlenirkenkilermediğinde ağızda güzel bir tat bırakıyor.Lakin şimdiden film hakkında bizim gazetelerimizde bile “İşte Kominist Devrimini Yerden Yere Vuran Film” olarak geçsede konuya hakim olmayışımdan mıdır yoksa 20 milyon dolar harcanmış filmin görselliğine takılmış olmamdan mıdır bilinmez büyük keyifle izledim.

19857

İhtiras ve aşkın dozu filmde yer yer tavan yapıyor ve kimin elinin kimin cebinde olduğunu anlayamıyorsunuz.Evli olan Kolçak bir subay arkadaşının karısına abayı yakınca(Anna), filmdeki büyük aşk doğuyor.Karı-koca arasındaki dostane ilişkiyi gördüğünüzde bu Rusların tatil beldelerinde neden besin zincirinin en altında olduğunu anlıyorsunuz.

Filmin sonlarına doğru karamsarlık katsayısı yükseliyor ve Kolçak rolündeki oyuncunun performansı iyice göz doldurmaya başlıyor.Rusya’nın Sibirya bölgesinde Beyaz Rus hükümetini kuran Kolçak, Bolşeviklere karşı geniş çaplı operasyonlar düzenliyor. Fakat Kızıl Ordu birlikleri bölgeye konuşlanıyor ve karışıklıklar artıyor.Akıbetinde ilginç olaylar yaşanacak uzuun bir tren yolcuğu tamamlanamadan ihanetide yaşayan Kolçak’ın hikayesi son buluyor.

19861

Filmin son 5 dakikasında “ulan durun ne güzel bitiyordu” demeye kalmadan Titanic efsanesi geri dönüyor ve 23 yaşındaki güzelim Anna’nın kırışık suratıyla başbaşa kalıyorsunuz.

Bir kaç not;

-Rus tarihçileri “Amiral” filminin kahramanı Aleksandr Kolçak’ın Türk İlyas Kolçak Paşa’nın soyundan geldiğini iddia ediyor. Söz konusu filmde de Amiral Kolçak, kendisinin Türk kanı taşıdığını ifade ediyor. Rus tarihçiler, Ukrayna’nın Hotin kalesi komutanı İlyas Kolçak Paşa’nın Rus Mareşali Hristofar Minih tarafından esir alındığını, daha sonra ise Kolçak Paşa’nın Polonya’ya yerleştiğini ve 1794 yılında ise paşanın torunlarının Rusya’ya göçtüklerini belirtiyor.

-Filmin afişinde ve filmde geçen yazım 1917 yılında Devrimle yasaklanmış.