Tropic Thunder (2008) - En hakikisinden Hollywood taşlaması

Tropic Thunder (2008) - En hakikisinden Hollywood taşlaması

5 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 105 votes, average: 7.00 out of 10 (7.00)
Loading ... Loading ...

Yazan: a product of your imagination | 07 Kasım 2008 | Kategoriler: Hollywood
Etiketler: , , , , , , , ,

Hollywood taşlaması deyince akla Scary Movie ile zirveye ulaşan ciddi film seyircisinin bilgi seviyesini sınayan eğlence çeşidi akla geliyor. Fakat bu tür öylesine sululaştı ki, bugünlerde artık tür sınırlarına giren filmleri izlemek, bırakın keyif vermeyi, vakit kaybı olmayı ıskalayamıyor. Son örneklerden Disaster Movie, fragmanında bile insanı kusturabilecek kalitesizlikte esprilere sahip mesela. Tropic Thunder, tür filmlerinden daha tür tanımlamasında ayrıklaşıyor, çünkü film başka filmleri materyel olarak kullanmasının yanında aslen Hollywood’un film yapımı aşamasında sahip olduğu kalıplara bir sağdan bir soldan vuruyor. Vietnam filmi görünümü altında her bir tarafa verip veriştiriyor.

Öncelikle filmin afişi ile başlamak şart, afişle ilk karşılaşmam tanınmaz haldeki oyunlar nedeniyle uzun süre bilincimi kaybetmeme neden oldu. Öncelikle Ben Stiller’ı gördüm, evet bunu tanıyorum demem uzun sürmedi. Ama hemen ardından sarı saçlı bir Jack Black ve zenci(!!!???!) bir Robert Downey Jr. kafamda parantez içinde de paylaştığım anlamsızlıklara gömülmemle sonuçlandı. Tek başına ilk anlık şokun bile filmi izlemem için motive edici olduğunu söylemem gerek.

Zenci Downey Jr. demişken film Vietnam’da çekilen bir filmin setine götürüyor bizi ve o filmde oynayacak oyuncuların karakterlerine değinmemek olmaz.

Tugg Speedman(Ben Stiller), aksiyon filmleri ile yıldızı parlamış ama ardı arkası gelmeyen devam filmleri ile sönmeye başlamış durumu kurtarmak için her Hollywood yıldızının yapacağı gibi zihinsel engelli birini canlandırmış bir aktördür. Tabi son çabası da dünyanın en kötü filmi olarak anılmaya başlanınca bu film kendisi için son şans olmuştur.

Kirk Lazarus(Robert Downey Jr.), tam bir metot oyuncusudur. Çektiği filmlerde oynayacağı karakterleri yaşamakta üstüne yoktur ve bu film için de estetik ameliyat ile cilt rengini koyulaştırarak zenci olmayı kabul etmesi ne kadar metot oyuncusu olduğunu kanıtlar niteliktedir.

Jeff Portnoy(Jack Black), iğrenç ötesi espri anlayışı içeren basit filmleri ve uyuşturucu bağımlılığı ile ünlü bir oyuncudur.

Alpa Chino(Brandon T. Jackson), hiphop yıldızı filme biraz da gişe kazandırmak amacıyla katılmış bir şarkıcı/oyuncudur.

Kevin Sandusky(Jay Baruchel), her Vietnam filminin olmazsa olmazı gözlüklü ve cılız askeri canlandıran henüz kariyerinin başlarında bir aktördür.

Eh bu garip kadro, bir de gelecek vaadeden genç bir İngiliz yönetmene teslim edilince film daha ilk haftadan takviminden geride kalmaya başlar. Bunun sonucunda da filmin uyarlandığı kitabın yazarının önerisine uyan yönetmen ormanı gizli kameralarla donattıktan sonra oyuncuları ıssız bir yere bırakıp ellerine de sahne listesini ve haritayı tutuşturur. Ardından daaa, filmin laneti geri döner ve olaylar burdan sonra sarpasarar.

Filmi kısa bir şekilde özetlemek maalesef mümkün değil, ne kadar uğraştıysam da gene biraz bilgi vermek ve uzatmak zorunda kaldım. Çünkü filmi film yapan kısmı senaryonun daha başlangıçta verdiği karakter çeşitliliği. Böyle karakterleri yazan adamın sırtı yere gelmiyor zaten ve film tam gaz devam ediyor.

Filmde en beğendiğim nokta Vietman filmlerine dokundurmalar mevcut olmasına rağmen bunların çok küçük canlandırmalar şeklinde kalması. Bunun sayesinde dokundurulan filmlerin oldukça gerzek bir senarist tarafından kolaj yapılmış hali gibi duran bir filmi izlemiyorsunuz. Filmin kendi senaryosu var ve buna sadık gidiyor, sadece arada dokundurmalar devreye giriyor.

Giriş de alışılmışın dışında, filmde oynayacak oyuncuların diğer filmlerinin fragmanlarını izliyoruz. Buradaki dokundurmalar inanılacak gibi değil, özellikle Kirk Lazarus’un Satan’s Alley filminin fragmanında ilk kahkaha krizinize girmeniz olası.

Ardından devamı da geliyor, daha da fazla filmin içine girip sahne anlatmayı anlamsız buluyorum. Filmde oynayan oyuncuları seven gitsin izlesin, bence Robert Downey Jr.’ı bu rolde izlemek için bile gidilir. Ayrıca filmde sürpriz isimler çok iyi kullanılmış, Tobey Maguire, Jon Voight ve burada kim olduklarını söyleyemeyeceklerim :).

İzleyin, izletin…

Kirk Lazarus’tan bir alıntıyla bitirelim;
“I’m the dude playing the dude, disguised as a dude.”

Gene de bir kaç spoiler yapmadan kendimi alıkoyamayacağım, işte onlar;

Share/Save/Bookmark

Alakalı yazılar:

  1. Burn After Reading (2008) - Fargo’yu özleyen var mı? Coen Biraderler, Oscar’lı No Country For Old Men ardından arayı...
  2. Quantum of Solace (2008) - Yine Yeniden Bond, James Bond Evet yine bir Bond filmi ile karşı karşıyayız bu nedenle...
  3. Hancock (2008) - Beceriksiz senaristin metaforları Hancock, daha önce tanık olmadığınız bir süper kahraman filmi olarak...
  4. Eagle Eye (2008) - Spielberg’in Büyük Birader’i Orwell’in 1949 yılında 1984 romanını yazmasından beri hayatımız içinde gittikçe...
  5. Body of Lies (2008) - Ridley Scott’ın dünden kalma yemeği [caption id="attachment_517" align="alignleft" width="295" caption=" "][/caption] Film aslında vasat baştan...

Yorumlar ve bağlantı verenler:

  1. notilus | 21 Kasım 2008, 22:10

    beğendiğim şeylerin bazılarını ekleyeceğim filmi henüz izlemiş bulundum :)

    senaryonu okudunuz mu? sorusuna karşılık Kirk Lazarus(Robert Downey Jr.)in “ben senaryoyu değil senaryo beni okur” lafına epey güldüm doğrusu (mimik ve ses tonu ile ayrı güzel oluyor tabi :) )

    ayrıca son kısımda Tugg Speedman (Ben Stiller) karakterinin patlamakta olan köprüyü kat ederken havalanan bedenini müteakip bir başka patlama ile “mission impossible 3″ benzeri yan uçuşunu ve yine Tugg Speedman karakterinin filmin giriş ve çıkış sahnerindeki “platoon” filminin posteri gibi dizlerini yere koyup çökmesi ayrı hoş olmuş,

    ayrıca bir standart olan patlama sonrası ağır çekimde dünya izleme olayına farklı bir soluk getirdiklerini söyleyebilirim, Tugg Speedman ın gözlerinden izlediğimiz bu sahnede Jeff Portnoy(Jack Black) in yerde ters düşmüş böcek gibi altsız debelenmesini de ayrı olaraktan beğendim :),

    söyleyeceklerim deyeceklerim bu gadar, saygılar sevgiler.. :)
    güzel olmuş izleyin.. baştaki fragman muhabbeti hiç bitmesin istedim film başladığında, izlemesi çok keyifli.

    notilus : notilus : 7notilus : 7notilus : 7notilus : 7notilus : 7notilus : 7notilus : 7notilus : 7notilus : 7notilus : 7

Yorum yazın:

İsminiz *

Emailiniz *

Websiteniz

RSS RSS ile yazıları veya yorumları takip edin...

Rastgele

Arşivler

Kategoriler

İzleyenler

11

Bayrak Yarışı